4 Mart 2012 Pazar

EDOUARD MANET, Fransa' nın Asil Ressamı



Edouard Manet, (1832 - 1883)

1860'lı yılların dünyasını iyi yansıtmış, gözlerini gerçeklere kapatmamış, babadan zengin ama bu durumdan hoşnut olmayan ve inadına naif, inadına sanatçı...Hep alışagelmiş bir ressam profili vardır. Ressam, fakir olmalı, acı çekmeli, kulağını kesmeli, cüce olmalı v.s :) İşte tüm bunları bir yana bırakın ve hatta unutun! İnanması zor fakat o yıllarda Manet  " Mirasyedi " olarak tanınırdı. Manet' in babası oğlunun hukuk alanında çalışmasını istemişti ama Manet' in ilgi alanı hukuk değil, resimdi. Resim, babasına göre kabul gören bir meslek değildi. ( laf aramızda anne babalarımız için bu durum sabitliğini bu zaman da dahi korur, demek ki bu anlamda pek değişme olmamış :) Manet' de bunun yerine, Deniz Ticaret Filosu'na katıldı ve eğitim gemisiyle Brezilya'ya yola çıktı ama bu sırada ailesine sürekli izlenimleri hakkında mektuplar yazdı...Bu durumun sonunda yazar olmalıydı fakat Manet döndüğünde babasına Ressam olmak istediğini söyledi. Zengin ve soylu baba oğlunun isteği üzerine onu resim atölyesine yazdırdı. Evet Manet, ihtilalin etkisiyle devrimci, kapitalizm karşıtı, Karl Marx 'ın
 " İşçilerin prangalarından başka kaybedecek bir şeyleri yok " sözünden esinlenip bu fikri resimlerine yansıtan özünde alçakgönüllü ve gerçekçi bir ressamdı artık ...
Resimlerini para için değil ressam olarak tanınmak için yapıyordu. Manet' i harekete geçiren tek dürtü buydu. Eleştirildi, sergi salonları tarafından reddedildi fakat bir tarafı hayatı hiç de ciddiye almadı. Ciddi olan hastalığıydı frenginin son dönemlerinde bulunuyordu ve sürekli acılar içindeydi. Kangrenli sol bacağı ölümünden 11 gün önce kesilmişti ve Edouard Manet 51 yaşındayken öldü.


" O sandığımızdan da büyük bir insandı." 


Bu söz, 19. yüzyıl resim sanatına derin etkileri olan bir ressama uygun bir mezar taşı yazısıdır.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder