6 Mart 2012 Salı

KÜBİZM'İN ÖNCÜSÜ PABLO RUİZ PİCASSO

 Pablo Ruiz Picasso, ( 1881 - 1973 ) 


Yakın tarihin en üretken resim sanatçısı. Çalışkan, ölümüne kadar fırçayı elinden bırakmamış ve kübizmin babası olan Picasso, sayısız esere imza atmış, resim, baskı, seramik ve heykelleriyle tarihe adını altın harflerle kazımıştır. Anne ve baba tarafı sanatkar insanlarla dolu olan Picasso' nun yeteneği tesadüf değildi. Sanat konusunda babasını örnek alan Picasso, 13 yaşına geldiğinde çalışmalarıyla herkesi kendine hayran bırakan bir ressam haline gelmişti.  Babası Jose Ruiz Blasca, Picasso’nun yaptığı güvercin resminden o kadar etkilenmişti ki tüm gereçlerini oğluna vererek onun artık olgun bir sanatçı olduğunu kabul etmiş ve bir daha hiç resim yapmamıştı. 16 yaşında yapmış olduğu bir resim... 

Bilim ve Merhamet için bir etüd, 1897. P.R.PİCASSO

Anlayacağınız üzere Picasso'yu anlatmakla bitirmek mümkün değil. İnanılamayacak kadar güçlü bir görsel belleği vardı, yapıt yaratmanın yeni yollarını keşfetmekle kalmıyor, çoğu kez kabul görmüş teknikleri malzemeleri ve geleneksel konuları da baş aşağı çeviriyordu. Konularının esin kaynağı: Sevgilileri, ailesi ve dostlarından oluşan yakın çevresi; olaylar ve mekanlar, sanat tarihi... En geniş anlamda, özel yaşamı sanatını besliyordu. Sanatına bunca güvenle yaklaşmasının kökenin de, yurdu İspanya'da geçen çocukluğu yatıyordu.
Hayatı boyunca savaşa karşı olan fakat hep savaşla yaşamak zorunda kalan Picasso’nun yakın arkadaşlarından Max Jacob1944 yılında Almanlar tarafından götürüldüğü Yahudi toplama kampında öldürüldü. 1945 sonbaharında iki yıldır tanıdığı ressam Françoise Gilot ile yaşamaya başlayan Picasso, Güney Fransa’ya yerleşerek sevgilisi Françoise' in sayısız portresini yaptı.

      

Picasso, her şeyden önce bir tablonun ne olduğunu unutturan bu çözüm yolunu bir yana bıraktı. Tablo, aslında dümdüz bir yüzeydi. Picasso, biçimleri tuvalin üzerine kademeli sıralayarak üst üste yerleştirdi. Zaten onun niyeti, gerçeği gördüğümüz gibi değil, olduğu gibi göstermekti. Yerimizi değiştirmeden bir nesneye baktığımız zaman onun sadece bir kısmını, bir köşesini veya bir yüzünü görürüz.  Kübistler ise nesneleri, sanki çevresinde dolaşıyorlarmış gibi, birkaç bakış açısından, cepheden, yandan, üstten, alttan bakarak aynı imge üzerinde göstereceklerdir. Aynı şekilde, bir yüzü hem yandan, hem de iki gözü görülecek biçimde (karmaşık görüntü) vereceklerdi.  «Kübizm» adı, Georges Braque'ın bir tablosunu gören Matisse'in bu tablo için «küçük küpler» sözünü kullanmasıyla ortaya çıkmıştı. Bir yanılgı sonucu yeni resme uygulanan bu deyim, Picasso'nun o tarihlerde birbirine pek benzeyen ilk kübist eserleri konusunda bir fikir verebilir; hacimlerin iç içe geçtiği portreler, manzaralar, natürmortlar çizmekteydi. Picasso. iki boyutlu (en ve boy) olan tuvalin yüzüne doğada üç boyutlu (en, boy, derinlik) olan nesneleri çizebilmenin çarelerini araştırıyordu. Bu, yeni bir sorun değildi; bütün resim sanatının sorunuydu; ama o zamana kadar, derinlik izlenimi perspektif aracılığıyla verilebiliyordu. 

Avignon'lu Kızlar, 1958

Kübizm, matematiğin değil, resim yapmanın ilkesiydi...

Almanların saldırısıyla bombalanan Guernica kasabasının durumu ressamı çok etkilemişti. Picasso bu olaydan sonra tamamladığı eserine Guernica adını verdi. Konuyla ilgili olarak ilginç bir olay da gelişmişti. Zira Picasso atölyesinde Guernica’yı tamamlamak üzereyken Alman bir komutan içeri girmiş, tabloya uzun süre baktıktan sonra Picasso’ya bu resmi siz mi yaptınız diye sormuştu. Bunun üzerine ünlü ressamın cevabı: “Hayır, siz yaptınız.” olmuştu. Guernica, Picasso'nun en ünlü eseri olarak değerlendirildi. İspanya İç Savaşı sırasındaki Alman bombardımanını sembolize eden bu büyük tablo, savaşın insanlık dışı, umutsuz ve alçakça tarafını yansıtıyordu.


Guernica, 1937


Yaşamının son anına kadar resimle uğraşan kübizmin babası 1973 yılında hayata veda etti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder